Instagram’da ekran kaydırmaktan sana sığındım Ya Rab
- Nesrin Yıldız
- 30 Eyl
- 1 dakikada okunur
Sanırım yavaş yavaş anneliğin, sorumlulukların, iç dış dertlerin beni yeterince meşgul etmesine verdiğim iznin sonuna geliyorum. Çünkü, yazması bile çok heyecan verici, ama blog yazmayı çok özledim.
Bunu her zaman olumluya işaret olarak görmüşümdür. Çünkü ne yazık ki ne zaman hayat üstüme fazla gelse ya da olup bitenler bana fazla gelmeye başlasa, yavaşça kabuğuma çekilen ve en sonunda her şeyi iyice sindirene kadar orada kalan bi insanım. Bunun yüzde yüz kötü olduğunu da düşünmüyorum hoş. Bu da benim en azından tepkiselleşmeden, inkara düşmeden, ya da dram yaratmadan tutunma hallerim işte. Zaten her daim de aynı derecede verimli ve üretken olamayız değil mi?
Neyse, iyi haber; sanırım sindirilecekler sindirildi, nadasta kalmanın biriken enerjisiyle fazlaca tazelenildi ki, hadi neden yazmıyorum derken buldum kendimi.
O yüzden şimdilik bir selam bir ses, ben burdayım hayattayım; galiba yeterince dinlendim ve dönüyorum demek için bu yazıyı giriyorum. Hiçbir eğitici öğretici içerik oluşturmalıyım baskısına kendimi sokmadan, dümdüz bir merhaba.
Belli ki ben yalnızca bir şeyler anlatmak istediğim o dönemdeyim bu ara. Ve hoşgelmişler sefa getirmişler efendim ne diyeyim. Hem bence reels kaydırmaktan iyidir blog okumanız. Blog okusanıza. Böyle insagrama dump halinde yazılmış olanlardan bahsetmiyorum. Blog sayfalarına girip okumaktan bahsediyorum. Hadi benden size bugünün daveti bu olsun. Okuyalım. N'olursunuz okuyalım. Eriyip giden dikkatimizi azıcık olsun toparlamak için, zihnimizi sakinleştirmek için video kaydırmayalım, biraz da okuyalım.
Buralara sık sık yazmak için uğramak dileğimle, şimdilik hoşçakalın...




Yorumlar