İş Hayatına Dönüş, deneme bir ki…
- Nesrin Yıldız
- 27 Kas
- 2 dakikada okunur
Uzun süre hafif tempoda çalışıp iyice dinlendiğini hissetmekle ilgili bir şey var. Seni yıpratıp tüketmeyen, ‘kararında’ yorgunluğu yeniden özleten bir şey.
Tam da o tatlı yorgunluğu özlediğim, işe yarar hissetmeye ihtiyacım var dediğim bu dönemde, bana görevlendirme çıktı. Yani şimdi kadromun olduğu okula ilaveten başka bir okulda daha çalışıyorum. Haftalık ders saatim bir anda 26’ya çıktı. Hiç boş günüm kalmadı. Her gün okuldayım ve buna tamamen bi deneyim gözüyle bakıyorum.
Eski hayatımda bundan daha yoğun bi tempoda hem de çocikim küçükken çalıştım. Ve ikisi ele ele verince resmen tükenmiştim. Şimdi eski okulumu çok andıran büyük ve kalabalık bir ortaokula görevlendirilince bir anda arşivden ‘hop’ kayıtlı anılar bir bir kapımı çalar gibi oldular. Neyseki artık ben eski ben olmadığımdan, hepsini bekleme odasına alıp, gel bakalım seni adam yerine koymaya değer mi, sen eski yaşantıma aitsin aslında şimdiki gerçeklikte yerin var mı, bi bakalım diyebildim.
Bu örnek verdiğim düşünce sorgulama işini ben en iyi yazarak ( düşünmeden rastgele serbest bilinç akışı şeklinde yazarak) yapıyorum. Yazının sonunda kendimi tazelenmiş hafiflemiş ve biraz daha büyümüş hissediyorum her seferinde. Ama bu başka yazının konusu olsun. Gelelim yeniden çalışma hayatına dönünce neler oluyormuş onlardan konuşmaya.
Hayatım 15 dakikalık ev işçikleriyle doldu yeniden. Çalışan kadının mental yorgunluğunu en çok artıran şey evdeki işler çünkü. Gözümde büyütmeden, biriktirmeden, yapıp geçiyorum şimdilik. İnşallah bu tempoyu uzun vadede de koruyabilirim.
Dinlenmeye ve uykuya ekstra dikkat ediyorum. Hazır kahve bağımlılığından kurtulmuşum, tam beslenme düzenimi halletmişim derken, bunu kaybetmek istemediğimden tıpış tıpış vakitlice uyuyorum.
Akşam yemeğinden tutta, ertesi gün ne giyeceğime kadar ( bu benim için bir ilk) her şeyi planlıyorum. Planlı olmaya yıllarca gıcık olmuş ve hep kaçmış biri olarak artık tükürdüğümü yalama zamanlarım gelmiş. Planlı olmak bana o kadar zaman kazandırıyor ki, o yüzden sıkıcı gelse de yapıyorum.
Çünkü ben bir kendine zaman ayırma bağımlısıyım. Kendiyle baş başa kalamadığında ayarları bozulan bir sistemim var. Bunu kabul edince ve ona göre davranınca işler biraz daha yoluna girdiğinden; belki buradaki uzak kızkardeşlerimden birine de iyi gelebilir diye yazıyorum.
Artık ne yapsak bir şey tanısı aldığımız, ciğerlerimize kadar analiz edildiğimiz herkesin herbokolog olduğu bu dönemde, üretken ve işe yarar hissetmeyi çok özlediğimi söylemekten hiç çekinmiyorum. Çocuğumun ilk okula başladığı yıllarda küçük bir şehre taşınıp, çok az çalışmak büyük armağandı kabul ediyorum. Ama hayat hep ileriye doğru. Oğlum büyüyor ve ben de kendimi dinlediğimde görüyorumki bana bu kadar dinlenmek yetmiş.
O yüzden bu tatlı eşzamanlılığı seve seve alıp, bakalım burdan kendimle ilgili neler fark edeceğim diyor; merakla akışa katılmış gidiyorum.
Sıradan yaşantıma gelen bu minik gelişmeyi de arşive geçirdiysem eğer, şimdi kalkıp derse yetişeyim. Eğer okursanız, bana bir ‘ iyi dersler hayırlı olsun ‘der misiniz?


Hayırlı olsun Canııım Nesrinim. Ben de 7 yıldan sonra ilk kez bu kadar yoğun çalıştığım bir döneme giriş yaptım bu eğitim öğretim yılında.
Yazını keyifle okudum her zamanki gibi🌸