top of page

İçeriyle ilgilenmekten dışarıya hali kalmayanlara

Güncelleme tarihi: 17 Kas

Hep merak etmiştim. Acaba ben de bir gün hemcinslerim gibi, akranlarım gibi dış görünüşüne önem gösterip, süs püs meselelerine düşücek miyim? Acaba ben de kombinlerime özenip kendimi aynada güzel bulmayı arzulayacak mıyım, diye. Galiba o dönemim geldi. Galiba içeriyle ilgilenmekten dışarıya hali kalmayan o kız yeterince dinlendi. Sanırım artık benim de süs püs alışveriş dönemim başladı arkadaşlar (sorry not sorry kocam). Şimdi size bu dışardan nasıl görünüyor biraz ondan bahsedeyim.


Kendimi bildim bileli pırasa gibi olan saçlarım, Düzce’nin havasından mıdır suyundan mıdır; yoksa 30larda olmanın da verdiği bi etkiyle mi bilinmez; yıka çık rahatlığımı bi süredir kaybetmiştim. Saçlarım (özellikle de temizlerse) şekilsiz sert ve papak gibi duruyordu bir süredir. E bi fön de 500 lira olunca, kendime şu yaşımda ilk defa saç düzleştiricisi aldım. Ay sen bir sevin bir sevin. Trafikteki ilk günlerim gibi, başlarda elime hiç yakışmasa da bir kaç deneme sonrası 15 dakikada saçlarımı dalgalı yapmaya bile başladım. Bilirsiniz düz saçlılar dalgalıyı, kıvırcıklar düzü daha çok sever hep. Ben de pıtı pıtı kıvırdığım dalgalarımla kendimi çok beğeniyorum (insert ‘ı am just a girlllll’ song here).

Diyarbakırlı genlerim sağ olsun, kıldan tüyden yana biraz bereketliyiz. Ağdayla ya da epilasyonla yol alamayacağımı bildiğim ama üzerine düşüpte bi adam akıllı çare bulamadığım ( bulmadığım!) yanak kenarı tüylerimi de hallettim. Tatlış mı tatlış güzellik uzmanının söylediğine göre piko diye bir yöntemle tüy sarartma işlemi yaptırdım yanaklarıma. Nerdeyse ağrısız ve çok hızlı bir işlemdi. Tüyler oldukları yerde sapsarı oldukları için yüzüm gözüm açıldı. Ne zamandır aklımdaydı, ve nihayet bunu da hallettim.


Cilt bakımı müfredatında uzun süredir temizle-nemlendir-güneş kremi sür ünitesinde hiç olmadığım kadar istikrarlıyım. Artık saat kaç olursa olsun, cildimi temizlemeden uyumuyorum ve güneş kremi sürme rutinini de çok güzel oturttum. Arada bi denediğim retinol içerikli tedavilerle malesef bi dikiş tutturamadım ve kendime başka bi rota çizdim. İşin içine bir tane leke açıcı bir tane c vitamini serumu, bir de haftada bir uygulamalık bir peeling ekleyerek cilt bakımında da ikinci sınıfa geçtim. Şimdi yavaş yavaş ne neyle kullanılmaz, ürün sıralaması en iyi nasıl olur bunları öğreniyorum. Anında bir iyileşme beklemeden temizlik sonrası gelen o hoş hisse tutanarak biraz daha istikrar sağlayacağımı görebiliyorum kendimde.

Bütün bu aşamaların sonunda ne yüz nakli oluyor ne de bir şey. Hala bir moda ve güzellik ikonu değilim ve asla da olmayacağımı biliyorum. Sevindiğim şey, kendimi bunlara, bir kaç sene önce çok boş ve gereksiz bulduğum (ama muhtemelen psikolojik olarak yıpranmış ve tükenmiş dönemlerim olduğu için enerjimin kalmadığı) bu fiziksel meselelere de ‘özenirken’ görmek.

Sanırım Efe’nin doğumuyla birlikte önceliklendirdiğim regülasyon konularında iyi kötü oturmuş otomatik bir pilotum oldu. İçsel olarak daha dengeli ve güçlüyüm bunu hissediyorum. Böylece nihayet sıra artık bunlara da geldi. Çünkü aslında dış görünüşüne ve fiziksel özelliklerine dikkat etmek de sağlam bir psikolojinin işareti değil mi? Ben oğlum askere gitmeden, ne bileyim yetmişimi görmeden, gençlik iyice geçmeden bütün bu süs püs furyasını ucundan tutabildiğime çok seviniyorum, ne yalan söyliyim. Nihayet yaşım gibi hissettiğim, yaşıtlarım gibi de olabildiğim hallerim minik minik ortaya çıkmaya başladı.

Hani geçenlerde demiştim ya regülasyona ölüm demeyelim de, regülasyonun bende tanımı değişiyor diye; heh işte ilk adım bu yönde oldu bakın. Bakalım kahramanımızı kişiliğini, bireyselliğini, psikolojik olgunluğunu kazanma yolculuğunda başka neler bekliyor?


Çok mühim bir not: merak edenler için tüy sarartma işlemi ile ilgili merak ettiklerinizi özelden paylaşabilirim. Ancak kendi araştırmanızı çok iyi yapın aman diyim. Cilt işleri bakım takım konuları şakaya gelmez. Onun sorumluluğunu iyi alın lütfen.

Farkındalık kazanmak bazen inzivaya çekilmek bazen de ‘hey bakın saçlarımı düzleştirdim’ demek olabiliyormuş. Çok acayip değil mi?

Sizin de var mı böyle örnekleriniz? Paylaşsanıza benimle.

Sonraki yazıda görüşmek üzere. Sevgilerle…

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin*

Drop Me a Line, Let Me Know What You Think

© 2035 by Train of Thoughts. Powered and secured by Wix

bottom of page