Eskişehir Gezisi

Cuma gecesi hadi mi hadi dedik; ve cumartesi sabahı 6.20’de bizim teker döndü. Detaylarda çok boğulmadan, 2 günü incik cincik planlamadan, Odunpazarı’ndan başladık gezimize. Adım başı müze var ama biz 3 tane seçtik ve İnci Börek’teki kahvaltımızdan sonra müzelerle gezimizi başlattık. Bal Mumu Müzesi, Modern Müze ve Çağdaş Cam Sanatları Müzesi bizim gezdiklerimizdi. Müze konusu bize yeterli gelince bu sefer Porsuk Çayı’na doğru geçtik. Şirin bi cafede kahve molası verip, gondolla bir tur attık. Biz bunu Efe çok istedi diye yaptık aslında ama, ne yalan söyliyim ben de çok sevdim. Tur çok kısaydı ama yapılır mı yapılır. Kesinlikle öneririm.

Porsuk Çayı civarlarındayken hava hafiften bozmaya başlayınca, güneş batmadan Sazova’yı da aradan çıkaralım istedik ve oraya geçtik. Şatonun içini gezmek, şato içindeki biletli etkinlerden birine katılmak ( robotların masal anlattığına katıldık biz) , bahçesindeki gölün etrafında bi tur atıp, bir de çocuklar için olan trene de binmek derken iyice akşamı ettik. Hem iyice üşüdük hem de acıktık derken; kendimizi biraz kapalı alan konforuna bırakalım dedik ve Espark’a gittik. Kısa bi Decathlon turu, hızlı bi yemek derken avm turu günün en yorucu en keyifsiz kısmıydı benim için gerçekten. Neyseki gündemimiz civcivliydi de, oradan çıkınca hemen yeni bir heyecan sardı hepimizi.

Konaklama

Biz bu gezi için konaklama ayarlamadık. Çünkü aracımızın içinde uyumayı deneyimlemek istedik. Evet arka koltuğunu yatırınca bagajıyla birleşen o uzun alana boylamasına rahatça sığıyorduk. Eğer gecemiz zor geçerse elbet bi yer buluruz dedik veee bir nevi karavancılığa giriş 101 gibi bir gece geçirdik. Bunun için evden, altımıza sermek için yorgan ve ince battaniye, yastıklar, ve üstümüze örtmek için de battaniyeler aldık.

Erenle aramızda küçük bir burgulu matkap vardı ve bizi yer yer delik deşik etse de gecemiz gerçekten arabamızda uyuyarak geçti. Biz bunun için benzinliğe 5 dakikalık uzaklıkta Dedekorkut Parkı’nı seçtik ve rahat ettik. İkinci günün sabahında herkes kaldığı yerden şehri topuklamak için gayet hazırdı.

İkinci sabahımızda da kahvaltıyı bahane edip yeniden Porsuk Çayı’na gittik ve iyiki bunu yapmışız. Çünkü hem bir gün önceki kalabalık yoktu hem de mis gibi bir güneş altında nehrin kenarında defalarca tur attık. Çok keyifli ve huzurlu bi hava katmış nehir gerçekten. Sanki Avrupa şehirlerinden birindeymiş gibi hissediyor insan. Nehrin kenarındaki salaş kafelerden birinde kahvaltı yapınca da önce kısa bir tren garı turu, sonra da Anadolu Üniversitesi ziyareti yaptık. Çünkü neden olmasın?

Çocikimizin ufkunu birazcık daha açmışızdır inşallah diyerek, bu sefer yeniden Sazova’ya geçtik. Önce Su Altı Dünyası’nı sonra da Bilim Kültür Parkı’nı gezdik, içindeki biletli etkiliğe de katıldık. Uzayla ilgili çok etkileyici bir oturumdu biz çok sevdik.

Artık yavaş yavaş gezimizin sonuna gelirken, bu sefer kahvemizi içmek için Şelale Park’a gittik. Güneşin de torpiliyle harika bir panoramik bir manzara karşısında kahvemizi içip; oradan da Kentpark Plaj’ına gittik ama kapalıydı ve çalışma var gibi görünüyordu. Saat 17.30 gibi teker yeniden bu sefer evimize doğru döndü ve gezimiz böylece bitti.

Şimdi rutin işlere bakarken tatlı bi yorgunlukla kalsam da bu gezi kesinlikle içimde bir şeyleri iyileştirdi. İnşallah buraya daha çok gezi yazısı yazmak için bahanem olur.

Not: Eskişehir genel anlamda çok kalabalıktı. Her müze ve etkinlik öncesi uzun kuyruklarda bekledik diyebilirim. Trafiği akşam saatleri durma noktasındaydı. Şehir genel olarak pırıl pırıl ve bence çok bakımlıydı. Temiz güzel bir büyükşehir görmek her zaman iyidir.

Arabada konaklamakla ilgili de, en fazla iki gece için yapılabilir ama fazlası yorar diye düşünüyorum. İlk fırsatta yaylalarda ilk kampımızı atmak için de sabırsızlanıyorum.

Efe’yle king size yatakta bile uyusak dayak yemiş gibi kalktığımız için, arabada uyumak o anlamda çok şaşırtmadı. Bize tatlı bi anı oldu. 1-2 gecelik konaklamalar için bundan sonra yeni adresimiz araba olabilir gibi duruyor.

Arabada gece uykusundan sonra içilen o çay✨

Büyük küçük çocuk yaşlı genç herkesin gezmekten zevk alacağı güzel bir şehirsin Eskişehir.

Reklam değil