Benim Sonbahar Halleri

Şimdi tatlı mı tatlı bir sonbahardayız ya; hava çiçek, akşamlar gittikçe uzuyor, sakinlik mis gibi. Başladı benim ne yapacağına karar veremeyen hallerim. Örgü mü örsem, tuğla gibi romanlara mı gömülsem, blog mu yazsam, dizi/film keyfi mi yapsam, test mi çözsem, yeni tarifler mi denesem diye kendime suni dertler yarattığım bir dönemdeyim.

Artık aklımdakilerle, aksiyon aldıklarım arasında ne kadar boşluk varsa, geçen gün kendimi tembel hissederken yakaladım. Muhtemelen sağlam bi plana ihtiyacım var ve bunu yapmadığım için, zihinsel olarak hep bir geri kaldım, geç kaldım telaşesi yüklenmişti bana. Hemen bitki çayımı demleyip aldım defteri kalemi önüme. Yazıpta gerçekleştirmediğim şey olmadı benim daha. En basitinden, en aciliyeti olandan başlayarak plan bile değil pla ( shout out to friends) hazırladım kendime. Daha o an başladım kendimi güçlü hissetmeye. Tabii onla bitiyor mu? Bitmez. Aksiyon almak lazım bir de. O kağıda yazdıklarını uygulamak lazım. Ve zaten aslında bu yüzden oluyor yazdığım her şey. Yoksa hokus pokusluk bi olay pek yok.

İşte sırf bu mini pla’dan yola çıkarak; tuğla gibi romanımla değil, test kitabımla geldim okula. Boş derslerimde soru çözüyorum. Şimdi molamı da çok sevdiğim bir başka şeyle veriyorum.

Planlı olmak bazen sıkıcı ama bize inanılmaz zaman kazandıran bir şey. Yeterince büyümüş herkes gibi, hoşlanmasan da yap geç yüklemesi aldığı için de, bu ara modum bu. Ne yazıkki örgülerim ve kitaplarım birazcık bekleyecek. Bu ara önceliğim YDS. Şu bir ay iyice üstüne düşüp, biten dil puanımı yenilemek istiyorum. Sonra yeni gündemlerle kendini darlamaya devam muhtemelen😅

Not: Cloze testler hep bu kadar gıcık mıydı ya? Ders çalışmak keyifli ama cloze testten nefret!!